3 Ekim 2016 Pazartesi

bugündeböyle

Seksendört - Acemiler - Dailymotion Video: Seksendört- Acemiler - 2015

30 Eylül 2016 Cuma

Cinnet

Cinnet
Sanırım şöyle bir şey olabilir:
"Minibüs durağının az ilerisinde
ama hala minibüs durağının yolunda
ezilmiş
ama öyle böyle değil
kıyma gibi görünene kadar ezilmiş
böyle pembe
taze
bir yavru kedi cesedi gördüğünüzde
ilk minibüsü durdurup
adamın kafatasını kırana kadar
ona levyeyle vurmak."
Ama böyle kolunuz yorgunluktan kesilinceye kadar
yüzünüz gözünüz başka birinin kanı ve doku
parçalarıyla
kaplanana kadar
sonra salak bir sırıtmayla geriye düşüp oturarak
önce gülmeye başlayarak
sonra ağlamaya



Belki o adam hiç bir şey ezmedi hayatında
Belki birini öldürmüştü
Belki o gün ilk iş günüydü
Belki kızını taciz ediyordu
Belki dün gece çocuğu oldu
Belki kendi orospu çocuğuydu

Belki belki belki


bir sürü pozitif ve negatif belkiler

ama

işte



cinnet



sanırım cinnet böyle bir şey.






ve hayır




"yok bence öyle değil "
yorumlarınızı götünüze sokun




saygılar.

24 Eylül 2016 Cumartesi

Brr

çok soğuk ya
beynim donuyor ne anlatacağımı unutuyorum
neyse hatırlayınca yazıcam.

8 Eylül 2016 Perşembe

Tuhaf Şey







3 yıl boyunca canım, hiç mi beni sevmedin? 
aşka doyunca canım, sevgim artık bitti dedin! 
tuhaf şey sevilmek canım, herkese çok fazla gelir 
insan hep aşk ararken canım, buluğundan iğrenir 
garip varlıklarız, başkasında kendini hep arar varlıklarız 
bulduğumuz an uzaklaşan... 
bana anlattığın canım, hiç bir şey doğru değil 
sana anlattığım canım, aşkım aslında zor değil 
tuhaf şey sevilmek, kendini üstün görmek 
altta kalan sevgiden, imkansızı beklemek!

6 Eylül 2016 Salı

Are We Ready?

Bir koltukta oturuyorum
Kadın bana mantıklı şeyler söylüyor.

Benim de ona söylemek istediğim şeyler var bir süredir.
Mesela o far ona yakışmıyor
Ya da saçlarını daha farklı yapabilir.
Tırnakları da bilmiyorum neden
itiyor beni bazen.

Bugün kırmızı oje sürmüş ama
en azından bunun için susabilirim
yutabilirim bu mantıklı ama kırıcı yorumlarımı

Konuşmaktan konuşuyoruz.
Konuşamamaktan konuşuyoruz.
Konuşmam gerekiyormuş.
İçime bakmam gerekiyormuş.

Dedim ya
Mantıklı şeyler söylüyor.

Saatime bakıyorum.

O da bakıyor.
Tedirgin gülümsüyor.

Benden korktuğunu düşünüyorum.
Boyumdan posumdan değil
Kaçmamdan.

Kaçmıyorum be
oturuyorum işte.

Sen bana bak.





Bir kitap okuyorum.
Hikayeci bir baba ve onun oğluyla alakalı

Bu hikayeyi oğlan anlatıyor ama
başarılı bir kitap
kucaklıyor
güzel ormanlara nehir göl kenarlarına taşıyor insanı

bitmesin diye bir çaba harcıyorum okurken kitabı
bazen oluyor böyle farkındayım.

ve burada paylaşamayacak kadar kıskanıyorum gene bu kitabı.))






size burada normallik vadedilmedi
hatta hiçbir şey vadedilmedi
dağılın ulan.
.))





olur olmaz nedenler

Geçmişin şeytanları
Günümüzün hayaletleri olarak dolaşıyorlar aramızda.
Ve bununla ilgili yapabileceğimiz hiç bir şey yok
Markete giderken içlerinden geçip yürüyeceğiz
Ama sadece içimiz ürperecek
Nedenini hiç bilemeyeceğiz.

Bir çakmak hiçbir zaman bir daha sadece bir çakmak olmayacak.

mükemmel bir şekilde sildiğimiz her anı

mükemmel bir şekilde her an aklımızda olacak
ve biz bunun farkında bile olmayacağız.

"tekila bir kere çok içmiştim, kusmuştum ondan içemiyorum artık"
derken bulacağız kendimizi ona buna
ama aslında sebebi apayrı olacak
ve işte biz bile bilmiyor olacağız bunu.

bazen bir şey dürtecek
bir bakayım bu neden böyle diyeceğiz
bir soluk duracağız belki yolda
yetişsin bir yüzünü görelim diye




her seferinde daha hızlı koşarken bulacağız kendimizi.

ama hayaletler koşmaz uçar.)
süzülürler.

korkmaya lüzum yok
bizde bir yerlerde
birilerinin hayaletiyiz.

bilmem
beyaz bana yakışır

siyah kadar olmasa da.

30 Haziran 2016 Perşembe

Vay aq

Bugün 30 haziran.
Ben 2 gün sonra Bodruma gidiyorum.
Doğduğumdan beri neredeyse her yaz bodruma gidiyorum.
İstanbul'un iyi bir semtinde yaşadım hayatım boyunca
Ve çeşitli yerlerde de evlerimiz var.
Aileme ait.
Çeşitli evcil hayvanlarım oldu.
En uzun vakit geçirdiğim 19 yaşında geçen sene ölen siyam kedisi Felix oldu.
Şimdi bir siyam kedim daha var.
Tenis oynamayı, ata binmeyi biliyorum.
Profesyonel yüzücülük geçmişim var.
Ömrüm İstanbul'un beyaz kesimlerinde geçti genel olarak.
Ve bembeyaz bir Türk'üm diyebilirim.
Ama bu bilinçsizliğe ilgisizliğe bir bahane değil bence.

Mavi minibüslere çok az bindim hayatımda.
Bizde sarı dolmuşlar var.
Eski uzatılmış 55-56 chevrolet ler kıvamında.
Toplu taşımayı belki ancak bu sene bu kadar yoğun kullanıyorum.
Üniversite hayatımda bile bu kadar çok değildi.
Metroya biniyorum.
Marmarayı ailemin ilk kullanan ferdiyim.
Metrobüse biniyorum.
Ne çılgınlıklar ne çılgınlıklar.
Ama sürekli bir insan kesmece
Şunun çantası biraz yüklü
Şu biraz hırpani.
Yani kısaca o mu patlar bu mu patlar analizi.
Bunu düşünmeden bir saniye geçmiyorsa
durum zaten ortadadır.
Sonra etrafıma bakıyorum.
Bir tek ben mi böyle düşünüyorum diye.
Yoksa hani yakalar mıyım bir kaç gözde de aynı endişeyi gibi bir umudumsu
Ama şöyle diyeyim, yani 1000 kişiye baktıysam 5 çifttir belki o gözler.
Kalanı bezgin yorgun.
Ya da inek gibi o ekranlara kitlenilmiş.
Yavru kedi videoları izleniyor.

Şimdide işte Sofuoğlu sürat denemesi yapacakmış
meşhur çok gerekli Orhan gazi köprüsünde.
Yok efendim Suriye sınırında 2 eşidli öldürülmüş
Muhtemel intihar bombacılarındanmış biri.
Bakın yani çalışıyoruz aslında hesapları...

Yani başka bir yerde whatsapp grubunda
"arkadaşlar pozitif kalın pozitif olmamız lazım ,hadi madem ben sizin havanızı değiştireyim"
kıvamında paylaşımlar.

Bir tarafta aklı uçkurundan kendinden ötesini göremeyen eskiler.

Siz bir değiştirmeyin havanızı ya
bu konuya bir kitlenin.
Bir uyanın artık.
Hani ben beyazdım aq
Hani ben kavanozda büyümüştüm.
Siz misiniz halk çocuğu.
Vay arkadaş ya...

27 Haziran 2016 Pazartesi

güzeeeeeel

I don't mean no harm
I just miss you on my arm
Wedding bells were just alarms
Caution tape around my heart
You ever wonder what we could have been?
You said you wouldn't and you fucking did

Lie to me, lie with me, get your fucking fix
Now all my drinks and all my feelings are all fucking mixed
Always missing people that I shouldn't be missing
Sometimes you gotta burn some bridges just to create some distance
I know that I control my thoughts and I should stop reminiscing
But I learned from my dad that it's good to have feelings
When love and trust are gone
I guess this is moving on
Everyone I do right does me wrong

So every lonely night, I sing this song

25 Haziran 2016 Cumartesi

Badabooooom

Bir diğer cumartesi günüm
Diğerlerine oranla daha verimli geçiyor.
Uzun süreli bir tatil hayatından çıkmamla alakası olduğundan şüphelendiğim
bir
tatili sallamama durumum söz konusu
sanırım bunun icabına da bir kaç aya kadar bakarız.

Boğ beni hayat
üstüme işler at
başımı kaşıyamayım hayat.)

Şuan akbilim yanımda mı diye meraklanmaya başladım
sanırım vakit ayırıp çantama bile bakacağım metronun kapısında dikilip aramamak için.)

işyerim metro durağına çok yakın
which is nice.
şimdi ufaktan toparlanacağım

Damlalar
ilk hedefiniz Nişantoşu!
İLERİ!

He calls u baaaaaaby
but cant u seeeeeeeeee

şarkıyıda şiddetle tavsiye edeyim beni takip etmeyen insanlara.)

Badaboum - Hooverphonic

gerçekten
BOOOOOOM
.))))

6 Haziran 2016 Pazartesi

per l'amor di Cieli

Mis gibi bir hafta ve hafta sonunun ardından
Yorgunluktan ölüyorum.
Kafamı kaldıramıyorum
Sesim çıkmıyor.
Ama işte
yüzümde de bir sırıtma
gitmiyor.)


3 Haziran 2016 Cuma

Easy as Pie

Gotta act like you don't care and eventually you won't , then BOOM you're happy.

27 Mayıs 2016 Cuma

Take Shelter










 





Gerçekten mükemmel bir film.
Cassandra karakterini mükemmel bir şekilde vermiş abimiz.
Biraz geç yazabildim bu filmle ilgili aslında epey oldu izleyeli.
Sanırım arada sırada tekrar izleyebilirim sıkılmadan.)


24 Mayıs 2016 Salı

Why, tell me why, did you not treat me right? Love has a nasty habit of disappearing overnight

Alev alevim
gözlerimden lazerler çıkıyor.

Dokunduğum yer yanıyor.

Soğuk sulara atmalı beni.

20 Mayıs 2016 Cuma

Her sikim hıyar diyene elinde tuzla gitme

Böyle en az 20 katlı binalar
Hepsi gri hepsi çirkin
Gökyüzü dumanlı bulutlu
Hava ılık bayık bir ağırlık var
su bulanık balçık
Her şey gri
durduğum yer hep suya çok yakın
ya da suda olmaması gereken bir şey suda
yatak araba falan
ya da başucu lambası mesela
bunlar hep kabuslarımın ana fikri
neden bilmiyorum
ama fonda bunlar oluyor
sarımsı bir renk hakim
gri sarı
kum toz
ama illaki beton ve yüksek binalar
mümkünse yollarda çöküntüler
oralarda gözüken temel tesisatlar
bilmiyorum neden
ama zaten o sarartıyı görünce anlıyorum ki

bu bir kabus





Dün de böyle bir şey gördüm
bunun içinde
benim içimde




Bazen bunları düşünebilmek çok mu korkunç diyorum
bazen bunları düşündüğüm için çok mu korkuncum diyorum
bazen acaba herkes mi böyle düşünüyor diyorum
çünkü bazen ben gerçekten çok korkunç şeyler düşünüyorum.

Düşünülmemesi gereken
kime göre neye göresi olmayan bir gerekliliği olan
öyle kötü
ama yani bu sonradan olmadı
hep böyleydi
ben sonradan bunun normal olmadığını fark ettim denebilir.

Belki.





Başlığım hayatımda ayrı yeri olan bir kadının bir lafı.

İlk duyduğum andan itibaren hiç yadırgamadım argo halini.
ki o zamanlar bu kadar küfür etmezdim.

hayat dersi gibi.
take it








9 Mayıs 2016 Pazartesi

to do

Bir şey yapabilmenin güzel yanları var
Bir şey yapabilmek mesela
Yapabilmek.

Bir de mevcut yapılmış olanı bozmak var.

Kırılabilir.
Üstüne sıcak bir madde dökülüp eritilebilir.
Ezilebilir.
Küçük parçalara ayrılabilir.
Yakılabilir.

Daha bir sürü yol yöntem.



Hayat enteresan.


5 Mayıs 2016 Perşembe

I love you Felix

Sevgili Felix
Seni çok özledim
her an özlüyorum daha doğrusu seni
ve bu hiç eksilmiyor.
Gittiğin zaman nasıl olacağını düşünerek çok vakit geçirdim.
Ama hiç bir şey tahmin ettiğim gibi ilerlemedi
Düşündüğümden çok daha kötü oldu bir çok şey
Ama mesela bütün o kan ve göz yaşı arasında
Ben daha farklı bir üzüntüm olacağını düşünmüştüm hep
Ama böyle bir sevgiyle özlüyorum seni
Öyle çektim acımı da hep.
Çünkü sen bütün kedilerden daha yumuşaksın
Çünkü senin gözlerin hepsininkinden daha anlamlı bakıyordu.
Dilin en pütürlüsüydü
En az horlayan sendin.
En mis kokan.
Misssss gibi hemde
ölmeden önce ağzın kokuyordu mesela artık bir şeyler yiyip içemediğin için
ondan bile tiksinemedim
Yani sanırım sen benim annem babam harici
gerçekten içten tamamen sevdiğin tek şeydin.
Sen biraz bendin
Benim güç hayvanım
sembolüm
Adına konuştuğum
Adıma konuşturduğum
zaman zaman (tamam sık sık) arkasına saklandığım.
Çok gördüm mesela rüyamda
öldüğünü gittiğini bir şekilde
Oralarda hep daha böyle yıkılmış gitmiş biriydim
sen gerçekten gittiğinde ise
yıkılmadım sürünmedim
ama çok sinirli bir insan oldum
kötü bir insan oldum
görsen şaşırırdın
o kadar büyük bir iyilik ve denge sağlıyormuşsun benim için
bende çok şaşırdım.
daha bir yıl olmadı ama yaklaşıyoruz yavaş yavaş
ben hala her gün çok şaşırıyorum
küçücük bir canlının bu kadar fark yaratabilmesi mümkünmüş bir insan hayatında.)

özlüyorum seni hala her gün
bugün de çok özledim mesela
yeni tanıştığım insanların seni tanımadıkları
seninle olan beni tanıyamadıkları için ne kadar şanssız olduklarını düşünüyorum sık sık.
eve gidince seni göremeyeceğimi bilmek mesela hala her akşam buruyor içimi.
Seni çok özlüyorum.
Sen dünyanın en güzel kedisiydin.
Sen dünyanın en güzel kedisisin.
yumuşacık patilerini öpebildiğim için çok şanslıyım.

Habitat

Ortalama bir Damla 175 cm uzunluğa ve 70 kg ağırlığa ulaşır.
Saçlarının rengi sarı-kahverengi ve gri-kahverengi tonları arasında değişir.
Ama boğazı ve göğsü daima beyazdır ve dolgundur.

Dış görünümü ile ilk bakışta normal bir kadına benzetilse de, ikisini ayırt etmek o kadar zor değildir.
Damla normal kadından daha büyük ve daha güçlüdür, çenesi daha ince, kulakları daha büyük ve bacakları daha uzundur.

Sosyal davranışı normal kadında olduğu kadar gelişmiş değildir.
Ama daima yalnız yaşadığı da tam olarak söylenememektedir.
Damlalar bazen bir çift olarak, bazen de birbirlerine fazla bağlı olmayan kardeş damlamsılardan oluşan kücük grupların içinde görülebilir.
Ama en sık rastlanılanlar yalnız gezenlerdir.

3 Mayıs 2016 Salı

Napak Ölek mi?






27 Nisan 2016 Çarşamba

Muviiiz

Arada The Witch de dahil :P bir çok başka film olmasına rağmen
Hemmennnn
The Invitation dan bahsetmek istiyorum!

























Öncelikle şunu açıklamalıyım ki
LOGAN MARSHALL-GREEN!!!!!!
Hani Tom Hardy e paranız mı yetmedi?
Logan ı alın
Adam güzel
yapacak bir şey yok
Adamı saça bulamışlar ama adam hala güzel
Adamı delirtmişler
Adama yeminini bozdurmuşlar
adam bebek.

Tamam şimdi bunu off of our chest yaptığımıza göre.) (ne be erkekler için şu abla bu abla derken iyiydi! Bizim başımız kel mi?)

.))

Neyse.

Abimizin dışında
Ben filmin konusunu çok sevdim.
Açıklama da Beyimizin Eski karısı ve onun yeni eşinin evinde bir yemeğe davet ediliyor bütün arkadaş gruplarıyla. O da yeni kız arkadaşını alıp gidiyor. Gel gör ki bir süre sonra olayda bir terslik olduğunu ve bu garip çiftin onları öldürmeyi planladığını düşünmeye başlıyor.

Şimdi açıkçası ben bu  yorumu okuduktan sonra filmi izlemedim biraz sıkıcı geldi sonra dün ne olduysa şeytan dürttü dedim bir bakayım.

Hikaye evet böyle gelişiyor ama tabi yan konular var işte sıkıntılı bir geçmiş
arada flashback ler
arada abimizin delirme anları ama sadece kendi içinde which i personally adore!
Sonuç olarak filmin sonu bizi şaşırtıyor.
Karakterleri iyisiyle kötüsüyle seviyoruz.
Ortam kaliteli.
Kapılar falan kitlenmesine rağmen klostrofobik hissetmiyoruz.
Ve film bittiğinde aa ne güzel iyi ki izlemişim diyoruz.

E zaten bunlar benim bir filmi izlemem için yeterli.
Bir daha izlenir mi
İzlenir
Konu için mi?
Hayır Marshall için!

Dürüstüm yapacak bir şey yok!
.))

































watch it!......................................................................

22 Nisan 2016 Cuma

Filmler Biraz dursun o zaman

İçim kıpır kıpır gene
Ha rüyalarımda yumurtadan çocukları seviyorum kapalı kapılar ardında
Anneleri Madonna falan.

Ama I am hype!
Ne zaman senenin bu zamanları gelse ben böyle olurum zaten.

Aslında hastayım.
Herkes hasta.
Dolayısıyla bende hasta oldum.
Genzim akıyor.
Genizlerim.))
Başım böyle bir ağır
alnım öne çekiyor.

Ama mesela bu umurumda değil.
Dün akşam dışarıdaydım.
Bu akşam gene dışarıda olacağım.
Yarın zaten kopuş noktası olacak.
Muhtemelen pazar günü yani asıl doğum günümde de hasta evde yatıyor olacağım ateşler içinde.)

Bu seneyi böyle planladım.)


Dans etmek istiyorum.
Ellerimden tutmaya çalışan herkesten tek tek kurtarıp kendimi dans etmek istiyorum.
Etrafımda sadece dönen çizgi çizgi ışıklar görerek döne döne dans etmek istiyorum.
Çevremdeki kimseyi tanımadan.
Tanıdıklarımdan da uzaklaşarak.
Saçlarımı savurarak.
Gözlerimi kapatarak.
Sendeleyerek.
Sonra nefes nefese dışarı koşmak istiyorum.
Gökyüzüne bakmak.
Ay a bakmak gülmek istiyorum kendi kendime deli gibi.
Sonra içeri geri girip biraz daha dans etmek istiyorum.
Arkadaşlarımın ellerinden tutarak onları da döndürmek istiyorum çevremde.

Sonra beraber İstanbul'a karşı bir tepede oturup sıcak bir kahve içelim istiyorum.

"Ah be.
Kurtaramadım kendimi
geldim gene buradayım!
Ne güzel şehir be
Her yerinden balçık akıyor
Ama gene de ışıl ışıl.
Ne güzel hayatım var!"

diye düşüneyim istiyorum.


Sonra sabah kalkayım.
Hasta olmuş olayım iyice.)

Aslında planlara sadık kalamayan biri için gayet gerçekçi bir plan diyebiliriz. sanırım.