Stranded in this spooky town
Stoplights are swaying and the phone lines are down
This floor is crackling cold
She took my heart, I think she took my soul
With the moon I run
Far from the carnage of the fiery sun
Driven by the strangled vein
Showing no mercy I do it again
Open up your eye
You keep on crying, baby
I’ll bleed you dry
The skies are blinking at me
I see a storm bubbling up from the sea
And it's coming closer
And it's coming closer
You, shimmy shook my bone
Leaving me stranded all in love on my own
What do you think of me
Where am I now? Baby where do I sleep
Feel so good but I'm old,
2000 years of chasing taking its toll
24 Eylül 2009 Perşembe
su
bugün değil
ama epeydir
ben biraz sancılı biraz düşünceli
sıkıntılı biraz
biraz çığlıklarla
biraz elimi ısırarak
gözlerimden yaşlar boşandı
ve doğdum..
kocaman bir bebekken
yaşlı bir kadın doğurdum
gözlerinin etrafı kırış kırış yapayalnız.
aklında birtek mavilikler var.
bencil ama yorgun.
umut değil ekmeği artık.
ve emeklemediğinden yerlerde değil gözleri.
görüyorum benin bana kaybettirdiklerini
ellerimden terli parmakları kayıp gidiyor ve her denizin aksi yönünden
tepelerden estiğinde rüzgar kulağıma
şikayet dolu sesleri çalınıyor.
hak veriyor içimden çıkan yaşlı kadın
bebekse hala ağlıyor ellerine batmış kıymıklara
ama gene gözü yollarda
--
yepyeni bir başlangıç dedim yolda
seçme şansı
kendi hayatına kimseye sormadan yön vermek
sonuçlarını kaldırmayı göze almak
şikayetleri kabul edebilecek tek kişi olmanın ağırlığını
sırtlaya
bilecek miyim?..
sorusunun bir opsiyon olmadıgını görmenin verdiği
şok mu?
yada
yaşlılığın verdiği eklem ağrısı mı?..
her ne ise bu
çok şehit bıraktı ardında bu bebek
ve çok kalp yedi büyümek için
artık
ağzında sadece kan tadı
ellerinde başka kalplerin terleri
ve gözlerinde hep geçmişin gözyaşları var
tuzdan çatlayana kadar dudakları
yürüsün şimdi..
--
bundan sonrası yeni..
ama epeydir
ben biraz sancılı biraz düşünceli
sıkıntılı biraz
biraz çığlıklarla
biraz elimi ısırarak
gözlerimden yaşlar boşandı
ve doğdum..
kocaman bir bebekken
yaşlı bir kadın doğurdum
gözlerinin etrafı kırış kırış yapayalnız.
aklında birtek mavilikler var.
bencil ama yorgun.
umut değil ekmeği artık.
ve emeklemediğinden yerlerde değil gözleri.
görüyorum benin bana kaybettirdiklerini
ellerimden terli parmakları kayıp gidiyor ve her denizin aksi yönünden
tepelerden estiğinde rüzgar kulağıma
şikayet dolu sesleri çalınıyor.
hak veriyor içimden çıkan yaşlı kadın
bebekse hala ağlıyor ellerine batmış kıymıklara
ama gene gözü yollarda
--
yepyeni bir başlangıç dedim yolda
seçme şansı
kendi hayatına kimseye sormadan yön vermek
sonuçlarını kaldırmayı göze almak
şikayetleri kabul edebilecek tek kişi olmanın ağırlığını
sırtlaya
bilecek miyim?..
sorusunun bir opsiyon olmadıgını görmenin verdiği
şok mu?
yada
yaşlılığın verdiği eklem ağrısı mı?..
her ne ise bu
çok şehit bıraktı ardında bu bebek
ve çok kalp yedi büyümek için
artık
ağzında sadece kan tadı
ellerinde başka kalplerin terleri
ve gözlerinde hep geçmişin gözyaşları var
tuzdan çatlayana kadar dudakları
yürüsün şimdi..
--
bundan sonrası yeni..
13 Eylül 2009 Pazar
whatever
algının insana anlattıkları
iyi ve kötü de oldugu gibi(en basit örnekle)
kişiden kişiye değişir..
ama bende birşeylerin farkındayım
ve bunlara saygı duyuyorum;
üzgün gözlere
titreyen ellere
heyecanla yapılmış bir makyaj yada traş operasyonuna
farklı renklerde çoraplara
heyecandan ksıılmış seslere
çözülmüş bir bağcığa
anlatılması uygunsuz yerde anlatılan bir anıya
kimsenin anlamadıgı dolayısıyla gülmediği bir espriye
küçük tuvalet yazılarına
masumluktan uzak itiraflara
arsızlığa(boyu kdar ama..)
ne kadar içse sarhoş olmayanlara
ne içse sarhoş olanlara
ne yese kilo almayanlara
su içse yarayanlara
kitap kurtlarına
sosyopatlar hariç çoğu kişiye..
yazar tıkanıklığına..
ah..
neyse..
iyi ve kötü de oldugu gibi(en basit örnekle)
kişiden kişiye değişir..
ama bende birşeylerin farkındayım
ve bunlara saygı duyuyorum;
üzgün gözlere
titreyen ellere
heyecanla yapılmış bir makyaj yada traş operasyonuna
farklı renklerde çoraplara
heyecandan ksıılmış seslere
çözülmüş bir bağcığa
anlatılması uygunsuz yerde anlatılan bir anıya
kimsenin anlamadıgı dolayısıyla gülmediği bir espriye
küçük tuvalet yazılarına
masumluktan uzak itiraflara
arsızlığa(boyu kdar ama..)
ne kadar içse sarhoş olmayanlara
ne içse sarhoş olanlara
ne yese kilo almayanlara
su içse yarayanlara
kitap kurtlarına
sosyopatlar hariç çoğu kişiye..
yazar tıkanıklığına..
ah..
neyse..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)