30 Haziran 2010 Çarşamba

'allah belanı versin' le gezerken

düşmüş.

28 Haziran 2010 Pazartesi

10 dakika


sürekli bir itiş kakış içinde
biraz susmak gibi
kollarımı neden böyle koydum diye yana doğru bir göz atmak gibi
hah tamam o da öyle duruyo gibi
ben şimdi bunları neden düşündüm derken
geçmişin hep pembe bulutlarla kaplı olması
gibi
ama tepemizde en karalarından
kiminin bana hala bir cesaret çocuk demesi
çoğunun cahil bellemesi gibi
yürüken dal gibi hissetmek gibi
uçarken görmek rüyalarda
ama aslında merdivenlerden düşmek
8 de açılan telefonlar 3 te atılan mesajlar
aklımda gene taksimin arka sokağında bir merdivenin dibinde oturmuş bir kız
bir diğerinde içerdeki salondaki koltuk
adım yok aklımda
ve zaman biraz uçucu gibi
aynı tutmayan frenler ve
son harfi yazılmamış kelimeler gibi
zaman geliyor ben biliyorum
ellerimin uzantısı parmaklarımın ucu
bu tuşlara basmamalı artık
gözlerim bakmamalı benden öteye
ışık beni rahatsız etmemeli artık,
ve dilimden son dökülen sözler
biraz öncekiler olmalı
..
hayatı yorumlamak bana düşmezmiş gibi
herkes herşeyi bilmek zorundaymış gibi
ve hayat tekrar
bir mış gibi yapma sanatı
ve ben bacağımı kıralı çok zaman oldu
o zamanlar
kimse yoktu el veren
hala yok
ve insaın en inandığı dağlarmış eninde sonunda karlarla kaplanan
ve çığ kaçınılmazmış eğer 25 inde 40 civarındaysan
bir kişinin ölümü kaç kişiyi etkilerken küçük topluluklarda,
genişlerinde milyonların ölümü ninni gibiymiş
siyah sularmış aramızdakiler
ve senle ben hiç bir olamazmışız sırf bu sebepten asla arkamı
dönmeyeceğim en yakın arkadaşımmışsın
..
olmazlar belkilere dönüştüğü zaman
güneş söz dinlediği zaman
eller sebepli titrediğinde
ve çiçekler basılamayacak kadar güzel olduğunda tekrar
ben kirletilmemiş bir beton parçası üzerinde
kendi kanımı akıtırken
sadece aradaki deniz kabukları tuzdan başka birşeylede tanışsınlar diye
yorgunluk artık sözlük anlamı olmayan bir davranışken
ve gene bir bank beni ygane anlıyor dediği insana kendini anlatmaya çalışan bir insana şahit olduysa
ve daha beteri kişide buna şahit olduysa
zamanın durduğu anlar bir anda teke düşer
ve farklı birşey için çağırır o zaman arkadaşlar
.
hepsi birbirini tanımakl isterken
o herşeyi bilmek isterken
öbürü sadece biraz zaman derken
peki ya ben diyen küçük şımarık bir çocukla aynı odada
ve hala sorar umursamaz küçük insanlar
"neden?.."
neden sevmem cocukları
hayatım onlardan biriryle geçiyor.
zor.
hayat.

27 Haziran 2010 Pazar

zor uyandım

bazı günler
sebepsiz yere
anlamsız
garip bir boşluk
gözlerimde bir perde
mutsuz olmak yok
mutlu olmak nerde
bir nötr durum
artılarla eksileri dahi düşünememek
mal olmak
güneşin anlamsız
yağmurun anlamsızlığı
gökyüzüne bakamamak
göz kamaşması
kesinlikle mutsuzluk değil
belki rahatlama
yada rahatsızlık
papatyalara ezilmesinler diye basmamak
böceklere yol vermek gibi
ama miğdemde bir boşluk var
sopa sopa

23 Haziran 2010 Çarşamba

circus

"Love is like a sin, my love
For the one that feels it the most
Look at her with her smile like a flame
She will love you like a fly will never love you, again"

22 Haziran 2010 Salı

bodrum

aklımda farklı birşeyler var
yeni birşeyler
daha az sıkı
birşeyleri bırakmak
serin çok kalabalık olmayan bir sokak
arka sokağına bırakılan bir araba
güzel bir elbise
topuklular
minik bir çanta
ihtiyaçlara cevap vermeyeninden
üste başa aldırmadan mekanın arka sokağında bir scooter ın
üzerinde oturup içilen
2..3..5..
sonra mekana gidiş
ama daha hava aydınlık
klimanın verdiği ekstra serinlik
biraz dans
biraz daha
sonra dışarıda biraz
muhabbet
en sevdiğim parça çalıyor!!!
içeri
tekrar dans
serin
elbiseye dökülen az içki
bozulmayan keyif
kahkahalar
arkadaşlar
kıskanç bakışlar
doğruluğun öneminin azalışı
kime göre neye göreler
sokakta dansla karışık dönüş yolu
illaki dondurma krizi
sendelemek
güzel bir baş dönmesi
arabada uyuklamak
eve giderken
ayakkabıları çıkarmak
uyku..
özledim.

21 Haziran 2010 Pazartesi

pöf


birlikte olmanın verdiği haz
yanyana olmanın verdiği dayanılmaz sıkıntıyla
yer değiştirdiğinde
insan klişe sözlere döner..

"aşkla nefret arasında çok ince bir çizgi varmış
insan bu yüzden geçip geçmediğinden hiç emin olamazmış"

17 Haziran 2010 Perşembe

kara göründü

özlenen bir yolcu gibiiii
dağılan bulutlar gibiii
çok üşürken ateş gibiii
kavrulurken vaha gibi.))

eskilerden koptu geldi gene itunes saolsun
sevindim
ben evdeyim gerçi parçanın aksine
tanrının gökteki eviyle bi alakam yok
barda içmekten yıkılmaksa
evet o bir vaha oldu
hani sonrası olmasa
ertesi gün ağızda bıraktıgı iğrenç tat
yada baş ağrıları
tamam amma
iştee
sıcaklarda alkol hiç çekilmeyor mary

o yüzden ılık yeşil çayımdan son yudumumu alıpp
müziğin sesini biraz daha açıyorumm

günaydın istanbul.

yüksek sadakat-kara göründü
bedük-hot bitch
robots in disguise-turn it up
astor piazzolla-escualo

16 Haziran 2010 Çarşamba

adımı yüzüme söylersin

"gözlerinden sızan karanlıklar
umrumda değil
ne şimdi ne sonra ne boşluklar
umrumda değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan yalanı severim
elimde değil.."

gün biraz gülmekti
soranlara
aklıma birşey geldi demekti
farklılığı görmekti
itirazlardı
elde değildi ama
gün soluktu
sıcaktı
boyunda bir kaşıntıydı
güzel anılar aramaktı
sıcakta serin dondurma topları gibi
onları beynin üstünde eritmekti
serinliği yutmak
elin kolun kırılmasıydı gün
tüylerin ardarda diken diken olmasıydı
o batma hissi
ve verdiği hazdı
gene aklın labirentlerinde komik birşeylerdi
kıkır kıkır
neye gülüyorsun?
aklıma birşey geldi..
bilmedikleri şeylere
gülünmesini sevmemeleriydi insanların gün
gün sıkıcıydı
şaşırtıcıydı tam sıkılırken
biraz özlemdi
azıcık bulanıktı
uzun süredir giyilmeyen bir elbise
tamamlayan çanta ve ayakkabılardı gün
beğeni bakışları iltifatlar
alışılmışın nasıl uzaklaşılmış olduğunun farkedilmesine sebepti hatta
biraz soluktu
küçüktü
ama tıklım tıklım doluydu
tam üçbuçuk saatti
yorucuydu
yorgunluk genede çok ender böyle mutlusu bulunurdu
minnet ti belkide bu sebeple
az şikayet
az çirkeflikti

7 Haziran 2010 Pazartesi

deve

insanın gerizekalı olduğunu anladığı
eğer çok gerizekalı değilse
bir kaç an vardır hayatında
yok çok gerizekalıysa
bu anların sayısı artar tabii
mesela
inanmak
çoğu kültürde gerizekalılık olarakda görülür

aslında saçmalık ya tamam
bi insan bişeye sorgulamadan inanıyosa gerizekalıdır
durum bundan ibaret
bu yüzden inanç savaşları çıkar
bu yüzden evler barklar dağılır
inanmak böyle bişeydir
inananda gerizekalıdır
ama gerizekalının kelime anlamına gelirsek eğer durum boyut değiştirir tabii
büyüklerimizin aklı evvel diyede tabir ettiği
bu kişilerin böyle olmasına sebep bazen belki
sert bi düşüştür
daha gelişimlerini tamamlamadıkları bebeklik evresinde
bazen genetikdir
ki bu durumda aile de muhtemelen gerizekalı birileri vardır
aklı evvel yada
bazende
tam olarak zekasıyla problem olmamasıyla birlikte
kişi gerizekalı semptomları gösterir
bunun sebepleri çeşitlidir kimileri aşk der kimileri
kimilerini kovalıyım ya
koku gibi bişey
ten gibi
alışmak değil ama
çünkü zaman kısıtlamasına aklınız sırrınız ermez
bi bakış gibi mesela
inanmak genelde bakışla gelir
öyle boktan bişey
çok da anlamlı değil
pek de gerekli değil
egoları geçemez
adı aşk değil
idin boyut değiştirilmiş halinin orospu çocuklarıyız hepimiz ve sen bu yazı
seni lanetledim ben yayınlanamazsın çünkü başklarının idleri bayram yapar
ve benim idim izin veremez buna.

böyle bişey işte.
kısıtlı kelimeyle anlatı(lamayan)lan bir hendek.


ezelden gelen edit :
idimi öpiyim "yayınnnnn"

6 Haziran 2010 Pazar

kesmeşeker

yaptığım her şey bir şey için ama
o bir şey hiçbir şeyi değiştirmiyor.

kedi

güvenirsen kuyruğuna kız kaçıran bağlar
kaçamazsan yanarsın
yanarsan ölürsün