29 Mayıs 2008 Perşembe

mani..

zamansa zaman
alansa alan
yalnızlıksa seni mutlu yapan
rahatla ben çıktım aradan...

28 Mayıs 2008 Çarşamba

ordan burdan şurdan

dün birşeyler söyledim
söyledim
söyledim
sonra döndüm gittim
önce gitmesini izledim
sonra durdum düşündüm
oha neler dedim ben dedim
salak salak sırıttım yoluma devam ettim.
arkadasımın değerini arttırdım
insan ilişkilerine şaştım
benden sonra hayatına devam edenlere baktım
pek birşey hissetmedim
hatta hiçbirşey.
sırıtmam büyüdü ve bir gülümsemeye dönüştü.

eğer bir alkol olsam vesikayla satılacagımı tahmin ettim
lakin az miktarda kokain içerebilirdim
ve bağımlılığa sebebiyetim bu olabilirdi sanırsam:)

kendi büyüyen bagımlılıgıma baktım
baya baya şaşırdım
iki göz olsunki
alsın bütün sinirini
iki dudak olsunki alsın aklını
vur de sen
sonra öldür
şaşkınlık büyüyor.


işlerimi yapabileceğime dair inancımı tazeledim
bir yerden başlamak lazım değil mi
mutluyuz dediysek..aptal değiliz hala.))
günlük rutinime basladım
duvarlarımı yükselttim..

acıdır ki insan tam mutlu olmaya basladıgında bütün duvarlarını indiriyor
kendini kocaman açıyor
en az bir yönden hiçbir kötülük beklemiyor
ama o kötülük te hep o hiç beklenmeyen yerden geliyor..,
sanırım sebebide ordan gelen en ufak şeyin bile açık kalp dokusunda büyük enfeksona sebep olması..
neden bahsettim bundan
çünkü neden duvarlarımı yükselttiğimi anlayın diye..


az vaktim var..
çok işim var..
kafam çok dolu..
ah beni bu güzel havalar bitiriyor.))
içimden hiçbirşey yapmak geliyor
hep yatmak gezmek geliyor..
güvenli kollarda..
.))

27 Mayıs 2008 Salı

aglayan kadın

bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
kadınlar her şeye ağlayabilir;
bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
en az erkekler kadar yani!
ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa,
ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
ama o yüreğin değerini bilememişolacak ki ağlatan,
gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
yutkunamaz, nefes alamaz;
çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
gözleri buğulanır kadının sonra.
ağlamayacağım, der içinden.
ama engel olamaz işte.
çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır..
bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın.
ince ince süzülür yaşlar gözünden;
önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...
ve kadın ağlar; hem de çok!
sanmayın ki gidene ağlar kadın!
gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan,
orada bıraktığı yaradır.
o yaranın hiç kapanmayacağını,
kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
her damla, daha çok kadın yapar kadınları.
her damla bir derstir çünkü.
bazen kadınlar ağladığında çoğu insan,
ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.
bilmediklerindendir böyle demeleri.
çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler.
içlerindeki zehirdir onları öldüren!
ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar,
o irini temizlerleryaralarındaki!
çünkü bilirler,
o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
dönüşmemesi lazımdır oysa.
o yüzden de bolca ağlarlar.
zaman geçer sonra.
kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
umarım öğrenirler,
yoksaruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir.
bunu bilir kadınlar,
o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
çok ağlayan kadınlar,
bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
her damla olgunlaştırır kadınları evet
ama olgunlaştıkça o safça inandıkları
aşk gerçeği onların gözünde küçülür..
küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman
kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
insanlar soruyorlar çoğu zaman
neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
hepsi kariyer derdinde olan.
çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki,
o kadar çokağladılar ki!
artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar,
o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
e o zaman niye sarılsınlar ki! niye sarılalım ki!
etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
o da kim, ne diye sormayın artık.
çok ağlayan kadınlar,
eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü ..

20 Mayıs 2008 Salı

liste3

kırmızı şarap severim
sonunda kalan tortuyu sevmem
ekşi şarap severim ama çok ekşisi değil
evde olmayı genelde severim aam çıkmamam gerekiyorsa eger yani bu bir zorunluluksa
direk uçuyor o sevgi
makyaj yapmayı seviyorum
ama gözzz
kırmızı ojeyi
deli gibi dansetmeyi
yanıp sonen ışıkları
mor ışığı
mor ışıkta parlayan beyaz neredeyse herşeyi

cızırdayan neonları sevmiyorum
bozuk neonları
onun dışında tam bir neon aşığıyım
babamdan geçmiş sanırım

yemek yapmayı da severim
yaglı yemekleri yer yer severim
miğdeme dokunuyorlar çünkü
arsızlıgı sevmem
yapmayı yapanları hiçbir halini
bence şirinlikle arsızlık arasında ince bir çizgi var
ve o ay ne şirin dediğimiz insanlar o çizgiyi aştıkları anda
çirkin oluyorlar
hiçbir çirkinliğide sevmem
plastik kokusunun muşamba halini sevmem
metal in ısırma hissi o kamaşma
ıyh
nefret ederim
kalitesiz peluş sevmem
kürk hiç sevmem
plastik bir kaptan bardak vb
sıcak birşey yemeyi içmeyi sevmem
sanki çözünüyormuş gibi geliyor bana
batılım n'apıyım
..
kedileri hayvanları çok severim
ama eve döndüğümde aklımda hep bir tanesi kalıyor
hep onunla uyuyoruz.))
..
kocaman güneş gözlüklerini seviyorum ama illaki siyah
çok belki kırmızı
yada krem
ama kesinlikle kahverengi değil.
..
zayıfladıgımda yüzümünde zayıflamasından çok zayıfladıgımda memnun olmuyorum
ama ne kadar zayıflasalarda tabak gibi suratları olan insanlardan olmadıgımada memnunum..
tatlı içki hala sevmiyorum
ama limoncelloyla ilgili gelişme katediyorum
mavi mentollü sakızları değil yeşil nanelileri seviyorum
suyu seviyorum
içmeyi yüzmeyi çimmeyi.)
çamuruda severim
çamurla birşeyler yaratmayıda
genel olarak birşeyler yaratmayı hatta
...
plastik makasları sevmem
hani su küçükken verdikleri üstünde bide garip bi tavsan olan
hiç sevmem
kocaman eski döküm kumaş makaslarına hayranım
falçata severim
koleksiyonum var
değişik çakıları severim
olabildiğince biriktiririm
bardaklarda ayrı bir takıntım
kocaman bardakalrı severim
devamlı alırım
gerçi annem hepsini benim evime yolladı
çünkü o sevmiyor.

çiçeklere bayılırım
renklerine saatlerce bakabilirim
desenlerine
şaşı olacak kadar yakından hemde
doğada beni hep şaşırtır
ve çok saygı duyarım
çok büyük bir çaba
ve bir anda bir hamleyle çekip öldürülüyor..
büyük kayıp..

polislerden nefret ederim
namuslusu illa vardır diyoruz tamam da
oldukça azlar..
kendinden güçsüz birini döven satasan insanlardan(ki genelde polisler..)
nefret ederim..
rütbesiz gelsin bakalım..
yaşatıyorlarmı onu..

parlak taşları severim
taşın ne oldugundan ziyade kesiminin önemli oldugunu düşünüyorum

kolye bende biraz sıkıntı yaratan bir aksesuar oldugundan
küpelere bayılırım
varlıgı yoklugu bir..

saçların açık hali en güzel halleri
ama bazen toplamak da elde olmuyor..
misal bugün hava çok sıcaktı..

bas
sanırım vazgeçemiyeceğim bir vurgu olarak kalıcak hep migdemde
ve her ne kadar çok yönlü bir dinleyici olsamda
bas lı ve gerçekten çaba harcanmış bir parça duygdugumda
topuklularım ve kibar takımım la olsam bile ritim tutmadan edemiycem.

lolipop severim
söylemiştim
ama içinde sakız olanlar berbat.
hayal kurmayı severim
sahilde uzanıp
bulutlara şekil vermeyi severim
hayal kurmak tam orda daha güzel oluyor hatta
...

15 Mayıs 2008 Perşembe

devir

uzunca bir süredir birşeyleri erteliyordum
insan zaten unutmak istediği şeyleri birde zmaan geçtiyse direk unutuyor..
hatırlamakta pek iyi gelmiyor
babannesi kendini hatrlayamayan torunlardan biri olarak bnde
bu hastalıkla biraz haşır neşirim ve bu sebepten
hastalığın gelişimini sebeplerini araştırdım epey
genel olarak bizim normal unutkanlıgımızla pek ilgisi yok tabii
bu daha fiziksel ve raslantısal gelişen bir hali
o yüzden insan beynine hayranlık duymadan edemiyor
sen beyin halinle
bak hangi hatır üzüyor hangi hatıra utandırıyor
hepsinin üstüne bir çarpı koy
unutma
ama hatırlattırmada
sanırım amerikada bir deneysel tedavi uygulanmış
apayrı bir hastalıgın tedavisi için elektrik şokumu lazermi yalan sölemiyim şmdi tam bilmiyorum çnkü tedavi diyelim
uygulanmış bir gönüllüye
ve sonuc vermemiş o hastalık için ii tamam falan
derken adam bir hafta sonra çocuklugundan yıllardır hatırlamadıgı hatıralarını hatırlamaya basladıgını farketmiş
ve tedaviyi bu yöne kaydırm ıslar
çok enteresan geldi
hastalık açısından bir gelişim kaydedilmesinde faydası olursa süper olur tabii
ama bn hatırlamak istemediğim hatıralarımla
ve unutmus halimle memnunum sanırım..

sadece kaç yıldır..
kaç kişidir
problem olan şeyler vardı..
geçemiyorum bir türlü
gelemiyorum üstesinden
gelemiyordum.
simdi cevremdekiler gibi bende diyorum
neden şimdi neden bu durumda
bilmiyorum
sadece artık zaman kaybediyormusum gereksiz uzatıyormusum
zaten kötü olan birşeyi iyice uzatıp öyle kalmasını sağlıyormusum gibi geldi..
kişilerle alakası yok değil var tabii..
ama asıl olay kafamda sanırım..
kafamdaydı..
bilmiyorum içim allak bullak
ama
yeni birşeyler deniyorum
en azından birşeyler deniyorum
ve bence bu bile gayet gurur verici..
(bide kabuslar bitse..)

14 Mayıs 2008 Çarşamba

liste3(kısa versiyon)

örnek olmaya bayılırım
örnek alınmaya bayılırım
özenilmeye bayılırım
taklit edilmeyi pek sevmem
ama o da bir yönden gurur verici.
sözler belirlerim
takıntı haline getiririm
insanlara bulastırırım
onlarda kullanır
bundan rahatsız olmam
dedim ya gurur verici:)
özenilmek abba olmak güzel
buyrun
bi' kaç versiyon yazı tipim daha var onlarıda kullanınız..:)))
takip edenlere sundum bu baslıımıda
hayırlara vesile olsun:)
afiet olsun:))

13 Mayıs 2008 Salı

violet hill



sanırım tam olarak lise 1 di dilimi deldirmeye karar verdiğim zaman
neden diye sorduklarında hala bir cevabım yok
annem herşeyden sıkıldığım ve maksimum huylu bir kız oldugum için bundan sıkılacağımı söylemişti
sıkılmadım henüz
neyin üzerine karar verdiğimi hatırlamamam bazı şeylerin bazı nedenler dolayısıyla karar olarak belirlenmediğini açıklıyor bana.
mutluyum sanırım böyle
bana özel
baya özel birşey bu
çoğu kişinin görünce ıyh yapması
çok dert olmuyor
ıyh bir hissi yok
gayet olmadıgında enteresan hissediyorum
varmıs gibi hissedebiliyorum..
ama bu zaten hayatımda kayıplarla basa çıkma yöntemim olmustur hep..
ölselerde sanki uzaktalarmış gibi..
uzakta ve yaşayanlarsa
sanki her an konusabilecekmişiz gibi..
şey gibi;
"yaparım ama canım istemiyor.."

yaparım ama canım istemiyor..
dertsiz başıma ne gerek var der de hesabı..

bugünlerde neler yapıyorum
bilmiyorum ya
saçmalıyorum
gene birşeyleri bekliyorum
heyecanlıyım
sanki sakin baslıyıp sonunda gaza gelen parçalar varya
onlardan birini fon müziği seçmiş gibiyim
son takıntım
yer yer oldugu gibi coldplay
sözler çok çok kötü
çok çok koyuyor gene
..
sevilen insanların genede bırakılması için bir milyon sebep var..
ve sevgi birşeyleri sürdürmek için yeterli alet edevata sahip değil
...
olsaydı farkederdim emin olun..
izmir..
yakın arkadasım 2 kere izmire gitti
git bence dedim diye şaşırdı birde bana(arkadasım sasırma laf sokma sokucaksanda edepli yorumlar olsun.))
ama niye bende onu anlamadım
hani evet arkadaslarımı severim 2 elin parmagını geçmiyor değer verdiklerim
ve 1 elin parmagını geçmiyor hiç değerleri değişmeyenler
hep arkadasım kalıcaklar.
ona da diyorum hep
istediğini yap
zaten sana çok zarar verebilecek durumlarda ben seni uyarırım
gene de üzülürsen
üzülürken yaslanman için hep burada olucam
neyseki arkadasımsın
ne kadar ters işlerde yapsan(misal 1+1 leri bozmak.)) arkadasımsın iyiki
sen arkadasım oldugundan haklısın herkesin yanında sonuna kadar korurum seni
yalnızken derim ne ne değildir.))
milanoya tren kaç euro dur
eurostar la gidersek kaç dakikada varırız..
..
neyse
gene rekorlara gidiyorum parça tekrarı dinleme konusunda..
dilim diyordum..
deldirdim hala kemiği yok
.))
çok kişinin hayatını oynatıyorum bu dille..
kendimin ki dahil..
tasması olması çok normal ..
saygılar..

6 Mayıs 2008 Salı

bugün

bugün umutla uyanmaktı gün
hevesle baslamaktı güne
sonra şok olmaktı
yarı yolda kalmak sağlam bir küfür sallamak
tası taragı toplamak basıp gitmekti
daha umutlu biryere..

bugün hava içerden dışarı karanlık kasvetli soğuk
dışarda ise sıcak kalabalık canlıydı..

bugün bol bol düşünmekti gün
düşündüğünü gün gibi birine açmaktı
gerekenleri duymaktı
karşılıklı açık olmaktı gün bugün..

bugün birinin gözden gitgide düşüşünü izlemekti gün..
bir anda ne kadar da basit silinebildiğini çok önemli sayılan kişilerin şaşırarak farketmekti
ama bir yönden de rahatlamaktı buna..
güç olsun geç olmasın demekti gün..


bugün gün ipod a duacı olmaktı
parçalardan hayat payı çıkarmaktı
melankoliye açlığa şaşırmaktı..
özlemediğini farketmekti gün bugün..
ve apayrı birinin aklına gelmesine şaşırmaktı..

bugün kendini bir beğenmek bir beğenmemekti gün..
yer yer sıkılmak sıkmak
genelde kırılmaktı..
kırılgan ortamlardan kaçtığına memnun olmaktı..
bugün gün az zamanı kalmaktı..
şanslarını tüketenlere bunu söylesem mi acaba diye düşünmekti..


bugün değer vermekti gün
ama illa da lanet etmekti..
takdir etmekti
bak birşey diyeceğim ama kızmayacaksın ı birebir duymaktı
kızmamaktı
minnet duymaktı gün bugün..


üzülmekti ele güne..
arkadaşına sahip olduğun için mutlu olmaktı..
bir ömür onunlayım demekti içinden.
ne olursa olsun..

nostaljiydi gün bugün..
evet özlediğimde oldu evet çok güzel günlerdi ama sonu kötü bitti
o yüzden suan birdaha istemem diyebilmekti..
buna memnun olmaktı..

kızmaktı bugün deli gibi kızmaktı gün
oraya buraya vurmak istemekti
eski ben i görmekti karşımda
sinirli nefesini yüzümde hissetmekti..
sonra büyüdüğünü farketmesini sağlamak için yanağından öpmekti..
sakinleşmekti..
şimdilik..

içinde tutmaktı gün..
yapabileceklerinden yaptıklarından kendinden korkmaktı..
sinsiliğine şaşmaktı..
kendin gibi biriyle tanısmamak için ummaktı..
canım yandıgında can yakabilme potansiyelime şaşmaktı..
sabrıma imrenmekti..
beklemekti gün bugün..


bekliyorum..

3 Mayıs 2008 Cumartesi

".."

dedi ki..;


"


bende rakı içiyordum birşey fark ettim, çok nadir insanlardansın benim için,

çok güçlüsün ve şu an göremediğin kadar ciddisin, uzun süredir farkedemediğin kadar güzel ve doğru yolda gittiğini göremeyecek kadar hızlısın,

sana hiç bir zaman yetişemedim (hiç birşeye yetişemediğim gibi) ama önde seni görmek cidden çok iyi birşey.
...

iyi ki kendini değerlendirme hakkın yok...


ziyan edicektin hepsini
...
seni bir tünelden geçerken, telefonum neden çekmiyor endişesini duyarken görüyorum...

1) tüneldesin çekmeyecek o

yani kimse yardım etmeyecek

2) kimi arıyorsan zaten tünelden çıkıncada onun telefonu kapalı olacak

ama hani konuşmuştuk

bir yol

benzinciler falan filan
sanki yolun en boktan ve en daraltıcı kısmındaymışsın gibi görünüyor

bunu küçümseyip olayı basite indirgemek için söylemiyorum

sadece senin gaza biraz daha basıp ilerleyecek kadar dirayetli oldugunu düşünüyorum

şu anki sorunun, mutsuzluğuna gram faydam dokunamıyor

ama en azından sana cidden çok inanıyorum

ama cidden

moral olsun diye degilde... tam yeri oldugu için

sonuçta " bugün ne yapmadın:----öpüşemedim----ama yarın öpüşürüm" derken sana inanıyorum demek biraz saçma olurdu

otur ağla, düşün, iç sıç birşeyler yap, iyi davran alttan al, kavga et, ama zaman nasılsa geçiyor

bence sen kendi saatine hükmedecek kadar güçlü degilsin ama o zaman zarfını en az hasarla geçirecek kadar yeteneklisin..

..


sarılasım geldi sana... her ne kadar garip garip baksanda şimdi...

..

sadece senin ne kadar büyük şeylerle bukadar sağlam yüzleşebildiğini izlemek gönendirio beni..

..

..

..



bir saniye sana bir itirafta bulunmak ve bunu çevremdeki insanlara (okul dışı) söylemektense sana söylemek istiorum:
"bana sergilediğin davranışların ve yardımlarından dolayı, benimle ilgili daima olumlu düşüncelerinden ve bunu çevrene baskın bir şekilde yansıtmandan dolayı, hayatımın son iki senesinde hep yanımda olduğun ve sadece olumlu şeylerle bunu sağladığın için çok teşekkür ederim.."



"


teşekkürler..