23 Temmuz 2009 Perşembe

me

They say the heart is shaped just like a fist
Holding in it's feelings
I say the heart is like an open hand
Holding out and healing

16 Temmuz 2009 Perşembe

bak

-
gözleri büyüdü
yada ben gözlerine kilitlendim
kahverengi denizler geldi aklıma
ordan kahverengi kayalıklar
derin dehlizleri olan
dik
keskin
sonsuz
girintili çıkıntılı kayalıklar
kahverengi bir gökyüzünün eşlik ettiği
güneşin bile tozlu oldugu
bir hayat
benliğini beniyle aradığı için yok olmanın eşiğinde.
inatçı rüzgarlar geldi aklıma
gözlerime kumları tozları doldurup
beni kör eden
canım yandı
çektim gözlerimi.



--
gözleri büyüdü
yada ben gözlerine kilitlendim
baldan denizler geldi aklıma
ordan peteklerden tepeler
baldan çağlayanları olan
coşkulu
yumuşak
sonsuz
parıltılı altından tepeler
parlak sarı bir gökyüzünün eşlik ettiği
güneşten bile bal damlaları akan
bir hayat
benliğini beniyle aradığı için yok olmanın eşiğinde.
baldan gözyaşları geldi aklıma
kirpiklerimi birbirine yapıştırıp
beni kör eden
canım yandı
çektim gözlerimi.

5 Temmuz 2009 Pazar

%99

bugün ölebiliriz diye düşündüm
her an birimiz
saçma bi sebepten
durduk yerde
anlamsızca
çok erken
çok gereksiz
çok hemen
ölebiliriz
ve ben sadece zaman geçsin diye bekliyorum
baktıgım bütün yollar açık aslında
ve biliyorum
çoğu şımarık diyebilir bana
ama 1 e 99 olunan şu yüzdede 1 lik siz kendinizin 99 oldugunuzun farkındaysanız
eğer
emin olun hayat zor..
ve dünya o kadar anlamsızki
evet uçurtmayı vurmuşlar..
ama
ben
99
um.

3 Temmuz 2009 Cuma

budur

gene bir gece
hemde lacivert bir bodrum aksamı
öyle haybeye değil yani
gene güzel başlayan bir günün sonunda bir aksam hemde
lacivert deniz
lacivert gökyüzü
tek farkları yıldızlar
balkon boş
sadece cırcır böcekleri inadına sesli
derken "sevemedim.." diye bir ses
cırcır böcekleri bile sustu
yada rakı görevini yapıyor artık..
herşeye
herşeye ama
inancını kaybederken
bir ele tutunmak
yukarı çekilmek yada sağa yada sola
en azından kalbi olan bir tene
derken onunda gitmesi..
bomboş kalmak gene..
inadına hırçınlaşmak
duvarlarını son bir gayret tekrar örmek yere dağılmış molozlardan
hatta yeni tuglalarla üstüne sıra geçip yükseltmek..
o bar a o bomboş suratla o keskin bakışlarla girmek
inancım yok artık demek
içten içe yalan söylemek
ama o iç öyle büyük duvarlar ardında kalmış ki
sen bile duymuyorsun artık..

tried..

denedim denedim
susmayı
uzağa bakmayı
tek ayağımı aksi yöndeki elimle arkadan tutup leylek gibi durmayı
bazen koltukta baş aşağı durmayı
(hemde yüzüm kızarana kadar)
orta parmağımda yüzük parmaımı aksi yönlere ayırıp dier parmaklarıma yapıştırmayı
saçlarımı çekerek koparmayı
insanların gözlerine hiç durmadan bakmayı
(rahatsız oluyolar)
ellerimi çıtlatmayı
ip atlamayı
bağırmayı
dilimi burnuma değdirmeyi
gürültüyü sevmeyi
sessizliği sevmeyi
karanlığı sevmeyi
korkmayı..
insanları anlamayı
insanı anlamayı
nefes nefese konusmayı
öyle konusanlara sempati duymayı
yüksekten korkmayı
o alt geçide 60 dan aşağı bi hızla girmeyi
düşünmemeyi
boşvermeyi
siktir etmeyi
siktir etmemeyi
alkolsüzlüğü
alkollülüğü
tırnaklarımı uzatmayı
kısacık kesmeyi
yeşili
kahveyi
siyah gibi kahveyi
değersizlere değer vermeyi
değerinden fazla değer verilmişlere onu haketmişler gibi davranmayı
üşüdüğümde üşümemiş gibi davranmayı
terlediğimde mızmızlanmayı
denedim bunları..
denedim yani
suçlayamazsın beni..

1 Temmuz 2009 Çarşamba

what would I do in that position?

I cant remember when was the last time I saw you cry
I cant remember if I ever saw you cry
I keep trying to remember your face
I keep trying to remember your voice
but it seems to fade away
the harder I try
the heavier I fail
there is something funny about you
the way you laugh may be
or the way you get serious right away
or may be I was the funny one
I put the funniness in us
between us
at least I think we had an us
from all of those memories I lived
from all of those places I was
from all of those people I knew
I am picking you
from your gingham shirt s collar
taking you in
feeding you
putting funniness in you.