30 Nisan 2012 Pazartesi

adına aşk dediğimiz şehrin en yüksek..

önce 2 yumurtada 1 buçuk su bardağı şekeri eritiyoruz
hiç kıtırtı kalmayacak şekilde erimesi lazım
sonra kakao muzu ekliyoruz ve 1 çay bardağı sıvı yağ
karıştırmaya devam
1 buçuk su bardağı sütü de ekledikten sonra
unumuzu eklemeden bir güzel karıştırıp
1 su bardağı karışımımızı daha sonra kullanmak üzere bir kenara ayırıyoruz

şimdi önce 1 buçuk su bardağı unumuzu ekleyerek karıştırmaya devam
mikser ise en yüksek devir
elinizle çırpıyor iseniz bileğe kuvvet
1 paket kabartma tozu
karıştırmaya devam
sonrasında 1 su bardağı un daha ve 1 paket vanilin
son bir kez hızlıca karıştırıyoruz
ve kalıbımıza döküp fırına atıyoruz.

pişmesini kontrol edin bıçak olur, bakarak anlarsınız
bilemem
ama olduktan sonra çıkartıp soğumasına izin vermeden
istediğiniz şekilde dilimleyin ve önceden ayırmış olduğunuz
karışımı ister mevcut şekliyle isterseniz sütle arttırarak
kekin üstüne dökün iyice emsin.
buyurun afiyet olsun.

28 Nisan 2012 Cumartesi

gençlik

yorgun a.q.

başkalarına gülsem de
senden uzak kalsam da
sevmediğini bilsem de.




27 Nisan 2012 Cuma

Boom Nite.

kafamın içinde
bana yapmam gerekenleri hatırlatan
beni sürekli dürten
hafif hafif rahatsız eden
bir şey var
mekanizma
buna rağmen
25 yılda nasıl bir beceri geliştirdim ise
mükemmel bir şekilde
gözardı edebiliyorum.







24 Nisan 2012 Salı

çok mu sikin de? diye sorarlar adama





Oh, your fighting got you nowhere
If nowhere's here with you, all I'm asking
And you could fight forever
But if you killed them all, you'd never will

So, give me your surrender
There are other ways to kill the pain
But then it would never mend you
It's like trying to dry your eyes in a pouring rain?

naaaa na na naanaanaaaaaa

23 Nisan 2012 Pazartesi

misal

Belki de sigara içmek gibi bir şey
Ben hiç içmedim bilmiyorum ama herkes hep aynı şeyi söylüyor
Onların yalancısıyım
Belki su gibi yemek gibi nefes almak gibi
Belki artık tamamen otomatik


Konu aşk meşk değil
Konu insanın insanla imtihanı
Yorgunluk başka insanlardan değil
Yorgunluk kendinden belki
Çünkü hep aynı hava bu nefes
Ve rollerin verildiği kişiler seçilse de
Senaryoya hakim değil kimse
Ve sadece kimse sıkılıp gitmesin diye
En azından sık sık olmasın bu diye
Unutmak diye bir şey var
Küçük bir parça
Birazcık

Ama unutma
Ben unutmuyorum
Belki sadece bir şeyleri beklemek için
Tekrar bir şeylere çalışmak için
Çalışırken düşünmek için
Düşünmemek için çalışmaktan öteye geçmek için

Hayat komik aslında biz komik yaptıkça renkli bile
Ama renkler çamura dönüyor geceleri
Ruh açlıkları vücutla karışır hale geliyor
Otomatik kontrol
Nefes almayı düşünürsen kapanır
Nefes alamazsın
Unuttuğun zaman tekrar başlar hayat
O yüzden birazcık unutmak

Aklımın iplerinin hepsinin ucunda fikirler var
Tilki kuyruğu aslında saçlarım
Saçlarımı çekince bütün hepsi kafa tasımın içine
Yapışıyor.
Beynimi param parça ediyorlar.
O filmdeki sahne gibi.. insanları kesmişlerdi ya tellerle.

Sevilmeyen yerler
Ön yargılar
Ön yargıların haklı çıkması


Haklı olmanın dayanılmaz sıkıntısı.
Artık haksızım diye bağırmak istemek.


Belki duymak için.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Go see

Yeah, I go see, I go see.

Nobody sees me.







"Ah, piece of meat, come here.

Show me your bag."







And they stick their finger in you.







"I just wanna taste your temperature."







Go see, go see, go see,

go see somebody else.







I ain't no good at this.

I ain't no good at this at all.







But even if you are good at it,

what, exactly, are you good at?

15 Nisan 2012 Pazar

Life s hard..

"Oh, Mars is a planet

where life's different...

13 Nisan 2012 Cuma

Stay tonight

Good morning
Are you alone today?
I am burning. Can i call u later and say;
I will wait for you
even though you are with another girl.

2 Nisan 2012 Pazartesi

sis,gece ve bizim çocuklar

hayat durdu.
ben artık yaşamıyorum.
zaman akmıyor.
sebebi yok.
öyle süslü hikayeler
büyük prodüksiyonlar
yok.
varsa da ben hatırlamıyorum.
çok eskiden belki.
ama hayat durdu
akmıyor
sıkıcı
donuk
hep aynı sis.
herkes hava ne güzel dışarı çıkalım diyor.
ben sadece sis pus görüyorum camdan baktığımda.
genede gidiyorum bazen.
çıkıyorum dışarı
hava nemli.
burnumu yakan bir tadı var
sevimsiz.
çürük.
bozuk.
gülüyor herkes.
çok keyifliler
bende gülüyorum bozuntuya vermemek için
boğazım da yanıyor bu sefer.
sonra geri geliyorum.
gözlerim hala perdeli
sanki sudayım
ama yüzmeyi unutmuşum.
hareket ederken çevremdeki hava kulak memesi kıvamında
hissedebiliyorum.
hayat durdu.
gittiğimiz bir yer yok artık.
planlar yok.
içine saklandığım bütün şarkılar dinlendi
yerim hepsinde tek tek tespit edildi.
bütün kitaplar okundu hangi karakter olduğum afişe oldu.
son yıllarda
beklediğim tüm o günler
şu güne kadar
şu gün için
hepsinin anlamı soldu.
büyüyorum dedim
yeni günler gelir.
gelmedi.
gün yok
amaç yok
hayat
akmıyor
plan yok.
hayat artık.
zamanın akışından ibaret.
başarım
başkalarının diline pelesenk olmuş
onlardan onlar memnunlar.
benim için bir anlamı yok.
durduk.
ama bir şekilde yürüyorum.
yol.
sisli.