6 Kasım 2009 Cuma

perfeksiyonist

çok arkadaşa sahip olmanın vurgusunun
nerde bitip nerede tekrar başladığının bir sen belki de 3 sene öncesinden
daha iyi ayrımını yapacak derecede algımın açıldığının farkındayım.
belki insan beyninin çalışma şekli
yada belki kendinin normal olduğunu sana bir çocuğun aslında en uçuk örneği vermek gerekirse 3 gözünün olması
ama normal ne ki değil mi?
kime göre neye göre
dün saygıdeğer dostum sbist beni bu konuda çok net bir cevapla susturdu
belki kendisi farketmemiştir o an ama sustum kaldım.)
dflx-kime göre neye göre?
sbist-bana göre.
nokta.)
ikili diyaloglarda cevabı verilmiş gibi dursada ve gerçekten de doğru cevap olsada
işin içine o çok 'arkadaş' tan oluşan grup girdiğinde olay gene 5 bin boyut kazanıyor sanırım
ama özüne inemediğimi farkettim yada öz den uzaklaşmışım diyelim ama nerede yaptım bunu bundan pek emin değilim
çünkü bu yola çıktıgımda önemli olan benim
ama sadece benim cevabım dı
yada farkında oldugumdan beri..
falan filan.
neyse
biri bana neyse yok dedi geçenlerde
neyse yok!
ne diyeceğimi bilemedim
uzun süredir kimse bana neyse yok demedi
belki diyemedi
o da diyip diyemeyeceğinin farkındamıydı
yada bunu düşünmüşmüydü dahi emin değilim
ama söylerken emin gibiydi.
herneyse.)
arkadaslar diyordum
dün aziz dostum sbist
ne çok arkadasın var dedi
bnde çok tanıdıgım insan var
az paylaşımda bulunduğum insan var
dedim
ama cümle daha süslüydü.)
dün başka bir dostum
başka bir konuda
sonrada her konuda
bana
"belkide sen bunu, bunları çok kolaymış gibi gösteriyorsun.."
dedi
ne anladık?
dün çok susup kalmışım
belki durum bu
belki hayat birşeyleri yapıp yaşayıp zorlanıp debelenip
çok çok kolay 'mış' gibi gösterme sanatıdır
yorulup geride kalanları vuruyorlardır belki
yada bize düşenlerin vurulduğu söylenmiştir hep
ve ibret olsun diye atları vurmuşlardır
böylece ne koşarken arkaya bakmaya cesaret ederiz
ne de vazgeçip bırakmaya
ve bu gözdağı yüzünden ve tekrar
bilinmemezlik korkusundan
hayata devam ederiz
herşeyi
çok kolaymış
gibi göstererek
..
üst üste gelmesi ironik oldu
ama sanırım bana bazen böyle pekiştirmeler şart
lakin unutkan bir insanım
ki kaldığım yeri unutmadan .) bu unutkanlık konusuna değinmek istiyorum
unutmak kişinin farkında olmadan tercih ederek yaptığı birşeymiş meğersem
yok artık dediğim bu belirlemeyi
tecrübeyle tasdikleyince şaşırdım açıkcası
hayatımda bana huzursuzluk vermiş
gerçekten üzmüş incitmiş ne varsa
detayları gitmiş
kendileride silik
hani o kadar silik ki
olayın olduğu evet ortada
ama ben detayları hatırlamadığım için bende aynı
etkileri uyandıramıyor
eh böyle bir mükemmel işleme becerisine
kısaca kendine
nasıl hayran olmaz insan.)
bir rastlantılar silsilesiyle
mükemmele ulaşmanın bu kadar kolay olduğu her aynaya baktığımda yada etrafıma
bu kadar bariz örneklerle karşımdayken
neden uğraşalım
bırak rastlantıların kollarına kendini değil mi?.)
unutkanlık
unutkan bir insanım özetle
neyse
ne diyordum
hayat
insanın karşısına
hep değişik formlarda vazgeçme ve devam etme seçenekleri sunarken
aslında amacın zaman geçirmek olduğu kuşkusu hep ensemin azıcık üstünde sağ tarafa doğru duruyor sanırım
yapabileceklerimin
hep bir jetonu atarsan oynu oynarsın
jetonu almak içinde şunları şunları yapman lazım
onları yapabilmek içinde şunu bilmen gerekiyor ki
onu öğrenmekten geçen yol da şurası
dolayısıyla insanın biryerde
önden buyrun deme ihtiyacı duyması bence çok da
burundan ayran fışkırtma ve OHA deme tepkisini almamalı..
diyorum
ve bu kısımda şunu belirtme hissimin dalga dalga içimden çıkmasına göz yumuyorum
iyi olmanın düzgün olmanın kolaylığının farkına varıcak kadar iyi ve düzgün oldum ben
tersi durum içinde aynısı geçerli
şimdi sadece hangi durumda hangisi beni daha kolayca ileri götürebilecekse öyle devam ediyorum..
azizlik belgesi değilse amaç
hayat pek de zor sayılmaz.

Hiç yorum yok: