1 Ekim 2010 Cuma

elettricista

Eski binaları oldum olası sevmişimdir.
Mimar olmaya karar vermeden önce yani.
Yada uzmanlığımın restorasyon olmasını da planlamadan önce.
Teknolojinin gelişmediği zamanlarda harcanan çaba
pratik yollar üretmek için geliştirilen fikirler
beni hep büyülemiştir.
Ve tabii evlerdeki o yaşanmışlık hissi
Ağır koku
Pislik değil dikkatinizi çekerim
temizde olsa o enteresan his.
hep etkilenmişimdir yani eski yapılardan işin özü.

Bu sebeplerden İtalya da şuanda yaşamakta olduğum evide
görür görmez çok sevdim.
burayı bulmadan önce 3 ev gördüm
ilki yeniydi diğerlerine göre oldukça ama çok köhneydi yerini sevmedim
ev sahibine ısınamadım vb vb
ikincisi aklıma yattı çünkü bu ev kadar olmasada eski tip sayılırdı
ve en önemlisi denize 1 sokaktı
ama giriş kattı bölge için çok iyi şeyler duymamıştım vb vb
3üncü ev üniversiteye çok daha yakın ama şehir merkezinden
uzaktaydı içi tamamen yenilenmiş evi 2 genç italyan bay la paylaşmam
gerekicekti bir de ev sahibi çok ter kokuyordu vb vb
derken biraz umutsuzluk çokca kararsızlıkla otelime dönerken
hayatımın anlamı babam aradı ve italyadan bir iş arkadaşının
bir yer bulduğunu söyledi
evde italyan bir kız beni bekliyordu
gidip görmekte fayda vardı
adrese bakarken şehir merkezinde olduğunu farkettim
üniversiteyede iyi bir yoldan ulaşılıyordu
olabilirdi
fayda vardı
derken binanın önüne geldim!!
sokak zaten idealdi
ama bina
kapısı camı
balkonları
ah..
evet asansör yoktu
bu bir sorundu
hayır tembelliğimden değil
çünkü ev dördüncü kattaydı!
gülümsemeleri görür gibiyim
ama o kadar çabuk değil
ben kendimde istanbulda 4üncü katta oturuyorum
ve evet dört katı yürüyerek çıkmak hiç de problem değil
ama bu ev italyan komünist dönem öncesi yapılmış bir binada bulunuyor
ve kat yükseklikleri bizimkinden biraz farklı
nasıl desem
bizde 2,10 civarıyken en yüksek
onlarda 4,50 metreyi buluyor.
dolayısıyla 8 kat çıktıktan sonra evimin kapısındaydım
ve güzel ev arkadaşım Dona kapıda şaşkın bakışlarla beni bekliyordu.
ilk 5 dakika nefesimi düzenlemeye çalışmamla geçtikten sonra
bana evi gösterdi sonrada odamı
"there s only one problem..hmm...sort of a problemaa" dedi bana mükemmel
italyan ingilizcesiyle
odamda iki kapı vardı ama görünüşe göre dışarıyla irtibatım bu kadardı
derken yukarı bakınca bir tavan pencerem olduğunu farkettim
hey arnold ı izleyen her çocuk gibi tavan pencereleri benimde hayalimdi
o yüzden Dona benim bu sebeple cayacağımı düşünürken
ben kararımı vermiştim bile
bu her odasında farklı bir deseni olan tamamen taş döşemeli
yüksek kapılı ve tavanlı kocaman eski eve bayılmıştım.
tuttuğumu beyan ettim
otelimden eşyalarımı getirdim.
Ve bu bir ayın sonuna kadar da ufak tefek kendimi
katarak baya baya alıştım buraya


Ve dün.)
dün uykusuz bir gecenin ardından
italyanlarında 4 saatlik gün ortası tatillerinden faydalanarak
kestiriyordum
sonra içerden gelen konuşmalara uyandım
Aleyle Dona ellerinde kontrol kalemi sigortayla uğraşıyorlardı
elektirikler bina çapında vardı ama bizim dairede bir problem yüzünden sürekli sigorta atıyordu.
bir süre debelendikten sonra
elektirikçi arandı geldi
baktı
yapamadı gitti
gece boyunca mum eşliğinde romantik anlar yaşadık 3ümüz.
Eee ne var bunda ne güzel diyen sesleride duyar gibiyim
ama şöyle ki
eski bir bina eski bir insandan hallice
nefes alması için oksijen tüpleri lazım
tuvaleti için sonda falan
bu sebeple bizimde suyu kullanmak için bir motorumuz var
basıncı sağlıyor
eh bu demekki elektirik olmayınca su yok
neyse
uzun bir geceden sonra sabah 8buçukta geleceğini söyleyen elektirikçi
bir italyanın mükemmel ferahlığını sergileyerek 10 buçuk civarı hanemize vardı
bütün prizleri söktükten sonra
bizim ilk geldiğinde problem olabileceğini söylediğimiz prize baktı
ve problemin onda olduğunu anladı(!)
tamir etti
sigortayı değiştirdi
söktüğü prizleri taktı gitti
iyi oldu
çünkü ev arkadaşlarım haftasonu kasabalarına dönüyorlar
tek başıma halledemezdim sanmıyorum.
é basta per ora.
grazie mille per la vostra pazienza..
ci vediamo dopo
ciao.

Hiç yorum yok: