20 Ekim 2011 Perşembe

ebe, ben ve senin anan

"önce ki hayata inanışım bugünün öğlenine rast gelir.
uyuklarken ilaçların etkisiyle bir bombardımanın ortasında buldum kendimi
kırmızı kiremitlerle örülmüş orta avrupa stili döşenmiş evimin duvarları çatırdıyordu
annem korku içinde sağa sola koşuşturuyordu komşularla
sığınak dediler
sığınağa gitmemiz lazım
ya da demediler
ben hissettim
ama gidemiyordum
uykunun halleri değil
ayaklarım hareket edemiyordu
bacaklarım hantaldı. şaşkın şaşkın baktım tavandan dökülen sıvalar toz kaldırıyordu.
uçakların motorlarını duyuyordum o kadar yakın geçiyorlardı binalara
iki motorlu ağır bombardıman uçakları.
garip ben uçaklardan hiç anlamam.
tozlar gözüme kaçtı cama baktım perde uçuştu bir anda cam parçaları kaçtı gözüme ve ben uyandım.. savaşın çok çok ardından yapılmış evimin odasında ilaçların etkisiyle sersem
hepsinin tadı tek tek boğazımda
gözlerim çapak olmuş..
salak bahçıvan bahçeyi biçiyor
benim gözümde uçağıyla pike yapan bir naziden farkı yok.
pis uyku düşmanı rüya katili..."

Hiç yorum yok: