24 Temmuz 2010 Cumartesi

istanköy

bulutların üstünden uçmayı seviyorum
hani dünyadan kabuktan bir kopukluk hissi veriyor bana
o eski peter pan filmini hatırlatıyor
wendyle peterın buluttan bir kaydıraktan kayışını
sanki uçak bulutların üstünde bozulsa düşmezmiş gibi
sadece seker bir kaç kez ve durur
sonra acil durum kaydırağı açılır
insanlarda kayarak inerler beyaz yumuşaklığa
tek problem hepsinin bir süre sonra boğulacak olması
aklıma hep bunlar geliyor
hep aynı düşünce dizini ben bulutların üstündeyken
ve bulutsuzken hava mesela dünkü gibi
uçmak sıkıcı
şehrin ışıklarına varana kadar
o zamanda enteresan
hislerim akşam normalde karşıya geçmek için 3 saat beklediğim
yolların açık olmasında yaşadığım hislerle aynı
sadece
yukarıya bakarsam
yol aydınlatmalarına
o zaman sanki başka dillerin konuşulduğu yabancı bir şehirdeyim
çok alıştığın bir resme
hafif gözlerini şaşı yaparak bakmak gibi
bir adım geri çekilmenin dar alanlardaki yolu..
gözlerimi şaşı yaptım
görüntüyü bulandırdım
üstümde aldığım onca ağrı kesicinin verdiği bir umursamazlık var
bir sakinlik
normalde umursamaz görünen
ama içten içe kendini yiyerek bitiren bir yalancı için
nadir bir an
ben o değilim
bu değilim
şu değilim
bunu asla yapmam
şunuda
e tabi onu da
öğütler kendine bol bol
kesin konuşma
geleceğe dönük konuşma
olur çünkü herşey
yaparo herşeyi
biliyorum bunu
yalancı olmamak için gelecekten konuşmamak lazım
ama tabi
yalancı olmayı problem edenlere işler bu kural
problem etmede
"ben yalancı değilim" yada "ben yalan söylemem"
den sonra başlar..
çok güneşli
bol sulu
az bezli
sıcak bir bodrum
hayalimle uzaktan yakından alakasız
ben yokum hayaldeki çünkü karşımda başka biri
mor bir elbise var üstünde
enine yaldızlı çizgileri var
straplez
bakışları soğuk
sesi sert
içi sakin ama
duruşundan anladım
pişmanlıklardan bıkmış
uykusunu geri istiyor
ve bunun için herşeyi yapmaya hazır
cesetleri çürümüş
kokousu geçmiş
yenilerini yaratmaya hevesli
sırf biraz uyku için.

yakın uzak az çok uzun kısa
ne olursa olsun
sonunda
bir maviye uzanan iki kol gördüğümde birbiriyle oynaşan
içim rahatlıyor
ve bir şehrin kokusu içimi sarıyor
bu kadar mı tatlı?
döndüğüm döneceğim yer belli
...





geçen gün bir kızla tanıştım
starbucks ta yer kalmamıştı
benim masama oturup oturamayacağını sordu
olur tabi dedim
çantamı aldım
büyük bir çantası bir de laptop çantası vardı
sanki iş arasındaymış gibi de bir hali.
kitap okuyordum devam ettim.
sonra benimle konuşmaya başladı
enteresan bir hikayesi vardı
ama şimdi belim ağrıyor çok
sonra anlatırım..

Hiç yorum yok: