31 Ekim 2012 Çarşamba
15 Ekim 2012 Pazartesi
herkes mutlu olsun istedim oldular.
elim varmıyor.
elim varıyor.
her şeyi atıyorum.
her şey demek yalan demek.
hafızamın bir bölümü alınmış gibi
zaman zaman
bazı akşamlar hepsi başucumda oturup uyanmamı bekliyor.
eskiden denizi haber veren güzel martı çığlıkları
artık birer çirkin gürültü değil mi?
aldığın doğru kararlar
çizdiğin mantıklı yollar
tek tek parmaklarımın arasında
hiç bir şey kayıp gitmiyor.
dün gece garip bir rüya gördüm
ben gene benin karşısında oturuyordum
üstümde ya straplez bir bluz vardı ya da çıplaktım
ikisi de olabilir çünkü bir sandaldaydım.
karşımdaki ben bir ayna gibiydi belki de aynaydı
ama omuzlarından tuttum onu
sarstım
bir deli gibi gülümsedim
o da bana aynı şekilde karşılık versin diye
aynalar öyledir çünkü evet
ama o vermedi
o sadece ben onu sarsarken biraz gülümsedi
böyle yarım ağız
hafif ürkek
çattık deliye hesabı.
bıraktım omuzlarını
korktum hatundan
kısacık saçları vardı
geçmişime benzer biraz
bana masum masum baktı yüzü fazla beyazdı
yanakları fazla dolgundu
fazla saftı
ileri uzanıp öpmek istedim
o zaman da kayboldu
ellerim sandalın kenarında
suya baka kaldım.
akarsulara bakmayı hiç sevmem tabii
geri çekildim oturdum.
başka bir rüyaya dedim.
elim varıyor.
her şeyi atıyorum.
her şey demek yalan demek.
hafızamın bir bölümü alınmış gibi
zaman zaman
bazı akşamlar hepsi başucumda oturup uyanmamı bekliyor.
eskiden denizi haber veren güzel martı çığlıkları
artık birer çirkin gürültü değil mi?
aldığın doğru kararlar
çizdiğin mantıklı yollar
tek tek parmaklarımın arasında
hiç bir şey kayıp gitmiyor.
dün gece garip bir rüya gördüm
ben gene benin karşısında oturuyordum
üstümde ya straplez bir bluz vardı ya da çıplaktım
ikisi de olabilir çünkü bir sandaldaydım.
karşımdaki ben bir ayna gibiydi belki de aynaydı
ama omuzlarından tuttum onu
sarstım
bir deli gibi gülümsedim
o da bana aynı şekilde karşılık versin diye
aynalar öyledir çünkü evet
ama o vermedi
o sadece ben onu sarsarken biraz gülümsedi
böyle yarım ağız
hafif ürkek
çattık deliye hesabı.
bıraktım omuzlarını
korktum hatundan
kısacık saçları vardı
geçmişime benzer biraz
bana masum masum baktı yüzü fazla beyazdı
yanakları fazla dolgundu
fazla saftı
ileri uzanıp öpmek istedim
o zaman da kayboldu
ellerim sandalın kenarında
suya baka kaldım.
akarsulara bakmayı hiç sevmem tabii
geri çekildim oturdum.
başka bir rüyaya dedim.
10 Ekim 2012 Çarşamba
8 Ekim 2012 Pazartesi
Mala Junta Trio
günler aylar yıllarca beklediğin sonbahar geldi.
ilk zeytin çekirdeğinin içini gördüm bugün
siz hiç mükemmel bir şekilde açılmış bir zeytin çekirdeği içi gördünüz mü?
ben de öyle düşünmüştüm.
o kadar güzel ki
akşamın gecenin bütün sıkıcılığını ezici karanlığını dağıtıyor
güneş güzel şey
ben son yıllarda bronzlaşamıyorum pek gerçi
vücudum ilk 20 yılla yetindi sanırım
genede uzanıp ısınmak keyifli
hareket etmeyince özellikle
terlediğini de hissetmiyor insan
o zaman işte süper
televizyon çocuklarıyız biz
dünya iletişiminin daralışının ilk tanıkları
patlayan bir atom bombasının ışımasını sadece bir kaç kilometreden izleyen asker çocukları gibi farklıyız.
bizde de zararsız sandılar televizyonun ışımasını
ve belkide biz öldükten sonra ortaya çıkacak asıl zararlar
güneşle arasında ılık bir ilişki olan insanın
sonbahar ve kışla arasında daha bir sıcak ilişki vardır evet
doğru
bana soğuğu verin ama yağmuru vermeyin
bana karı verin ama çamuru vermeyin
kışlık kıyafetlerin sezonu geldi
içim çiçek çiçek
ilk zeytin çekirdeğinin içini gördüm bugün
siz hiç mükemmel bir şekilde açılmış bir zeytin çekirdeği içi gördünüz mü?
ben de öyle düşünmüştüm.
o kadar güzel ki
akşamın gecenin bütün sıkıcılığını ezici karanlığını dağıtıyor
güneş güzel şey
ben son yıllarda bronzlaşamıyorum pek gerçi
vücudum ilk 20 yılla yetindi sanırım
genede uzanıp ısınmak keyifli
hareket etmeyince özellikle
terlediğini de hissetmiyor insan
o zaman işte süper
televizyon çocuklarıyız biz
dünya iletişiminin daralışının ilk tanıkları
patlayan bir atom bombasının ışımasını sadece bir kaç kilometreden izleyen asker çocukları gibi farklıyız.
bizde de zararsız sandılar televizyonun ışımasını
ve belkide biz öldükten sonra ortaya çıkacak asıl zararlar
güneşle arasında ılık bir ilişki olan insanın
sonbahar ve kışla arasında daha bir sıcak ilişki vardır evet
doğru
bana soğuğu verin ama yağmuru vermeyin
bana karı verin ama çamuru vermeyin
kışlık kıyafetlerin sezonu geldi
içim çiçek çiçek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)