çalışan didinen kazanan insanlar topluluğu.
hep bende o topluluğa dahil olmak istedim
oldum da.
yazdık çizdik gezdik tozduk
konuştuk yedik içtik
bir şeyler yaptık
önce ikili gruplar halinde
sonrasında ikilinin vasfına göre çoğalarak
böyle mikroskopta gösterilen bir görüntü vardır ya
filmlerde genelde
çoğalan hücreler gibi
minik organizmalar gibi
böyle küçük şeyleri yanına katarak ya da onları yiyerek büyüyen.
öyle olduk
normaldim yani.
bir dönem notlar çok önemliydi
bir dönem notların kötü olması "cool" du
sonra gene iyi olması daha iyi oldu
sonra bunun bir önemi kalmamaya başladı.
bunu da liseden bir adam söylemişti zaten.
içimizde insanları biriktirip devam eden hayatımızda onların üzerinden bir şeyler paylaşarak mı yaşıyoruz
bu da bir dil öğrenmek gibi bir şey mi.
yoksa ben mi böyleyim sadece
ya da bunun tam olarak bir önemi var mı?
sanki yani
sadece ben böyleysem
böyle olmamak için kendimi değiştirmem mi gerekir
ya da değiştirsem bir işe yarar mı
ya da zaten bir insan bunu değiştirebilir mi
ya da boşver bir insanı sen değiştirebilir misin
bunların hiç birinin cevabını bilmiyorum
ya da yeni inancım doğrultusunda
biliyorum ama bildiğimin farkında değilim
sonuç olarak onu da öyle bir adam söylemişti yani
geçmişimde nur içinde yatsın
yeni bir şey deniyorum
zararlı olarak adledilen her şeyimi bırakma "şeysi"
tabii bunun tespitini başkaları yapıyor
toplum yapıyor
fiziki zararlar sanırım bu sebeple asıl korkulan
ama sonuçta yaptık bizde kendimizce bir şeyler işte
mesela alkolü bıraktım
un yağ şekeri bıraktım
keyif verici her şeyi bıraktım
bana keyif veren şey ölüp gitti daha doğrusu
bende diğer şeylerin bana keyif veremediğini fark ettim
durum böyle olunca onları da ben bıraktım
onlar içinde ben ölüp gittim
işin garibi
zor olur sandım
olmadı
20 kilo da beni bıraktı gitti
eksisi ne dersek
hani bir muhasebe yapsak. daha çok üşür oldum
ama psikolojik de olabilir. giyecek kıyafetim kalmadı(ama bu tam bir eksi sayılmaz sonuçta ben bir bayanım)
başka hmmm
asıl tabii şöyle bir şey oldu
bu yazıyı yazmama da sebep olarak
bir şekilde kendimi uyuşturduğumu düşünüyordum hep
hani böyle deli deli düşünüyorum
yoruyorum kendimi ama kim bu kadar dağıtsa böyle olur zaten gibi
o öyle değilmiş belli ki
o çıktı ortaya
daha berrak olmayı bekliyordum
o olmadı
yani pek bir fark göremiyorum.
bilmiyorum.
daha temkinli oldum
sağ şeride atlamadan aynama bakıyorum.
üst üste çok fazla araba çarptı o şeride atladığımda bana sanırım
artık bir anda yapamıyorum bu yüzden bir çok şeyi.
yeni bir kedi geldi
küçük bir felix
benden başka herkes sevindi
benim için sevindiler tabii sorsak
ama dürüst olalım yavru bir kedi zaten tek başına da pozitif bir şey.
ben bahaneleriyim.
bana iyi davranıyor kedi.
aslında sanırım en iyi bana davranıyor.
küçük anlamlı bir suratı var
annem karıştırıp felix diyor ona arasıra
bana ise
çinlilerin o meşhur cevabını hatırlatıyor
"bize göre hepiniz aynısnız!
-siz de bize göre aynısınız"
çekikler ve çekik olmayanlar.
bu kedi de öyle
o başka biri
bambaşka bakıyor
gözleri daha yuvarlak ve soluk mavi
onun gözleri tam badem şeklindeydi ve akyarlar denizi kadar maviydi
burnu daha büyük
benim oğlumunki hokka gibiydi
patileri fazla büyük
kuyruğu fazla kıvrık
işte bir şeyler.
geceleri kafamda uyuyor.
gündüzleri ayaklarıma dolaşıyor.
çok da şey etmemek lazım belki
kedi falan bunlar sonuçta
yaşıyorlar ölüyorlar
biz de insanız
yaşıyoruz
öleceğiz
hem savaşlar falan var
insanlar patlıyor ölüyor
her an ne olabileceği belli değil
öööyle yaşamak lazım
yüzüğümün kenarı çizilmiş işte benimde
iş çıkışı onu parlattırmaya gideyim diyorum
bakalım
nasip kısmet işi bunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder