21 Ocak 2011 Cuma

I don't want to be your friend I just want to be your Lover

"bugün banyoda dişlerimi fırçalarken bir çift minare çarptı gözüme arkamdan boynuzlarım gibi yükselmiş
hiç üşenmeden geçirdim kılıfları başlarına..."(dml,21.01.2011)

minarelerle aram iyi değildir
Türkiye'de yani aslen yaşadığım ülkede İstanbul'da yani aslen yaşadığım şehrimde
çok fazla minare olmasından da şikayetçiyim hatta
dinsiz olmam la alakalı olduğunu sanmıyorum
ama ezan sesi beni çok rahatsız eder
ben imanın daha özel bir şey olduğunu düşünüyorum
daha kişiye özel olmalı gibi
ama öte yandan bir dinsiz olarak ben ne bilirim ki değil mi?
hepsinden öte restorasyon la ilgilenmem camilerle kiliselerle muazzam zaman geçirmem bu işin bir cilvesi sanırım.
neyse
minareler
aram iyi değil onlarla ve bunun yukarıda bahsettiklerim le pek de alakası yok aslında
ben kendi minareleri olanlardanım
hani çalınan saklanan gibi evet o meşhur söz!
sabah bunu düşündüm küçük banyomuzun kenarı kırık aynasında
kılıflarımı hiç başkaları için hazırlamadım ben ben
bunu farkettim
bütün kılıflarım kendime
hayır yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim
birçok kişi vardır böyle eminim
kendini kandıran
ama ben sırf kendimi kandırıyorum
çünkü benim için tek önemli olan bu
bunu fark ettim
öyle
ürktüm sonra odaya döndüm saçımı kuruttum
bankaya gidecektim
vazgeçtim
akşam radiohead coverları yapan bir grubun konserine gideceğiz bir pub da
italyanların ingilizcesinin komikliğiyle house of cards ı dinlemeyi umuyorum bakalımmm.....

Hiç yorum yok: